Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil,güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini . Nazım Hikmet RAN

İletişim
=> Hangi rengimi istersin ?
İnce Bir Sızı Oluşuyor Bazen Yüreğimde İnce bir sızı oluşuyor bazen yüreğimde.hakikaten ince bir sızı.ki ben en çok dağıldığım veya kendimi dağıttığım zamanlar yaşıyorum bu tatsız ağrıyı.çogu zaman kendim olmuyorum ve kendimi bulamıyorum..hep bir şeyler içimde yönetiliyor ve ben çogu kez kendimi koruyamıyorum..ve hep ve her seferinde yanlış piramitler diziyorum.çetrefilli ve düzensiz bir hayat kalıyor avuçlarıma.ve ben inan sende oluşturmaya çalıştım yeni bir düzenekle avunuyorum..ama kopuk zincirler bir kere olduramıyorum.. İkimizin içine kendimden kattım bir şeyler..kendimden ve kendimi oluşturan birşeylerden.’’sevdim inan çok sevdim’’.her bakışındaki anlama kadar...o boş gibi görünen ama dolu dolu hallerini.belki birçokşeyini.ama içinde ki kendimi daha çok seviyorum.sende ki duruşumu.ve elbetteki bende ki o her şeye rağmenleri….yönsüz yolsuz kanat çırpınışlarımı yaralı kuşa çevirip merhamet diletmedin kimselere...belki gücünü sevdim.belki bir parça sesini.uzaktan gelen ama hep yanımda olan ama hep ve her seferinde yanıbaşımda yastık olup beni huzura kavuşturan ellerini…yada duymadıgımda kafamda hep bir takınak kalan soru işaretim gibi…. Kolay kurulmayan bir arkadaşlık bizimki.bazen aralarda kırılan ve hep ve her seferinde düzelen.yada birbirimize dönen iki deli.mevlana ve şems gibi.aynı çatallı oktan fırlatılan iki kader gibi.o kadar anlam dizeleri yüklüyorum ki . belki bu boş yelkeni bu kadar doldurdugum için batıyorum.bazen boş mu olmak gerekiyor yada bomboş.bilmiyorum.bazen çok yoruluyorum yolda kalıyorum.orada üşüyorum.her şeye ve her birine ihtiyaç duyuyorum.ve karşıma çıkan ilk nesneye sarılıyorum.çocuklugum da bu duyguyu çok derinden yaşamıştım.şimdi erteliyorum.gem vuruyorum duygularıma.köreldim biliyor musun ? batarına oynamaktan tükeniyorum.hayat fazla maça dürtüyor galiba bana.ben hep bu oyunda batan oluyorum.ve kendine güvenen ve güzel bir oyuncu olarak biliniyorum.aslında buna çok üzülüyorum.içimdeki enkazı kaldırıp bakan tek varlığım annem oldu.o da benimle tanıştığı günden beri duacı bana.o kadar ağlıyor ki ..bazen şu soruyu soruyor ? ‘’ yavrum hayat seni neden erken yıprattı ‘’ ah beni vursalar bir kuş yerine. ‘’ anne kader ‘’ deyip geçiştiriyorum ‘’ Öğretmenliğimin en vazgeçilmez yanlarıyla ayakta kalıyorum.o güzel yavrularımın pırıl pırıl gülümsemeleriyle.bana dün söylenen bir cümleyle ‘’ öğretmenim ben sizi sevmekten hiç yorulmuyorum.daha çok seviyorum.her gün biraz daha çok’’ çoğu kez annem için yaşıyorum.onun avuçları arasında can vermek için her gün biraz daha ölüyorum. Ve her gün biraz daha larla başlıyorum güne…kusura bakma.ben senin kadar sorumsuz olamıyorum.ve hep ve her seferinde ardımdan gelen bir çalı beni rahat uyutmuyor.kırgın kırgın bakıyorum bazen yüzüne.aslında ben içime bakıyorum.içimi yakan şeye küsüyorum belki.olduramadıgım kopuk dizelere.hayata kızıyorum.çok şeye…anlaman için anlatmam gerekiyor.ama anlatamıyorum.ve hep ve her seferinde eksik kalıyor metnim. Sen güldüğün an hayatta gülüyor ve bende gülüyorum.yada yalnız kaldıgın anlar bende senin yanda bir tablo gibi asılıyorum boynuna.yalnız olmadıgını hissettiriyorum.hiçbir şeyin olmasın …hiçbirşeyin….hayatta hiçbirşeyin olmasın yine sen sana kal.ben yine aslında o içindeki özü seçen oluyorum.anlatıyorum galiba bir şeyler ama fazlasını yaşıyorum.seninle daha az yanlış yapıyorum.yada hiç yapmamaya özen gösteriyorum.hayatımı seninle olumlu yöne çevirmek suç muydu. ? özür dilerim bilmiyordum… Güne başlayıp bitirene kadar kaç kişi dalga geçiyor ve kaç kişiden övgü alıyorum.ben bu terazilerle yaşıyorum.yadırganma ve yücelmeyle karışık.hangi tarafta olduğumu bende fark edemiyorum.işte o an annemin avuçlarına daha çok ihtiyacımın olduğunu anlıyorum.yada babamın akşamüstü eve dönüşünü beklemeyi ve beklememdeki heyecanı anımsıyorum.ve bazen çok ölmek istiyorum.en sona gelmek ve bitmek.ama bekliyorum.beklemek zorunda oldugumu biliyorum.ve arkadaşlarım bu karede bana yardımcı oyuncu oluyorlar.yüzümü ve yüzümdeki o telaşı onalara göre ayarlıyorum.ve bundan hiçte mutsuzluk duymuyorum.seviyorum.sevmeyi , alışmayı , davranmayı ve sürekli aramayı kalkıp denize atlamayı yada birini suya atmayı …deli gibi koşmayı.çocuk gibi kırılmayı.karşımdakini zavallılaştırmayı.acımayı.’’yavrum kıyamam’’ demeyi seviyorum.yada büyük görmeyi karşısında saygıda kusursuz durmayı.ben sende ve senin gibi başkalarını sevdigimde yapıyorum.özlerim var her gitara sığmıyor bunlar.her şiire dizilmiyo.bazen boğazımda düğümleniyor söyleyemiyorum.ve ben uyuyamayan taraf oluyorum karşımdaki her şekilde uyuyabiliyor. En ağır ilaçla katlanmak istiyorum bugünlerime…aslında çok zor durumdayım hayat.ama annemin avuçlarından başka hiçbir yerde kendimi güvende hissedemicem biliyorum.birtek onun yanında zarar veremiyor hayat.tay tay durabiliyorum onunla.onun gözlerinde doyuyorum.onun sofrasında şükrediyorum.ve onun gücünden alıyorum yaşama sevincimi.ben ben tükeniyorum.o yüzden kırgın kırgın bakıyorum yüzüne.kayıyorum gitgide.gidiyorum gidiyorum…nereye oldugunu bilmeden…ben ölüyorum... 09.06.2009
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
GOOGLE SİTE
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol